Zeki insan, bilirsin, savaşların en sessizi zihinde başlar. Toprak kaybedildiğinde yeniden alınır; fakat akıl kaybedildiğinde, onu geri alabilecek hiçbir ordu yoktur.
Stratejinin eski ustaları şöyle derdi: “Göremediğin tehlike, seni en önce bulacak olan tehlikedir.”
Bugün bu söz, kognitif hegemonya dediğimiz görünmez arenada daha da derin bir gerçekliğe dönüşmüş durumda. Çünkü zeki insan, artık ordular değil, zihinler üstünlük için savaşıyor. Uzun zamandır üzerinde durduğum bir hakikat var: Gördüğün düşman seni yormaz; asıl yıkan, kibrinden göremediğin zeki insanlardır. Bu ülke için de böyledir , bir kurum için de, bir insan için de. Zekâyı küçümseyen kibir, bir milleti de bir bireyi de aynı karanlığa sürükler.
Zeki insan, unutma:Kibir en büyük stratejik hatadır, çünkü aklı kör eder; kör olan akıl ise başkasının operasyon sahasına dönüşür.
Aklımdayken bu topraklarda ihanet neden arttı diye soranlar liyakat nerede diye de sormalıdırlar çünkü liyakatsizlik ihanetin besinidir ve elbette ihanetin bahanesi olmaz, bedeli olur; bu doğru ama zeki insan şunu da sorar: Sadece hain mi öder bu bedeli? Hainin açtığı yaranın acısını kim taşır, o ihanete zemin hazırlayanlar bu faturanın neresinde durur?
Ulusal güvenlik tam da bu yüzden yalnızca sınır çizmek değildir; liderlerin uluslarının zihinlerinin sınırlarını tanıması, zeki vatandaşlarını sisteme kazandıracak yöntemleri geliştirmesi gerekir.
Düşman bazen karşında değildir zeki insan; bazen bir cümlede, bazen bir algıda, bazen aylarca fark etmediğin bir sessizliğin içindedir ve o sessizliğin arkasında, görmezden gelinen zekâlar vardır.
Fark edilmeyen akıllar, seni çoktan fark etmiş ve sana öfkelenmiş olabilir.
Bu, kognitif hegemonyanın en hileli hamlesidir: “Göremediğin akıl, seni çoktan izliyordur.”
Devletler de böyle çöker işte. Dışarıdaki düşman yüzünden değil, içerideki zekânın kıymeti bilinmediği için. Çünkü zeki insan, zeki olmayan liderleri değil; zekanın kıymetini bilmeyen liderleri cezalandırır tarih.
Bir toplumun en büyük gücü, tankları değil; kendi içindeki sessiz zekâları görme yeteneğidir. Çünkü görünmez akıl, görünür tehlikeden daha hızlı hareket eder. Bu yüzden stratejide temel ilke şudur:
“Zekâyı görmezden gelen, tehdidi davet eder.”
Zeki insan, sana bir sır vereyim: Düşmanı yenmek için önce gözünü, kendine karşı açmalısın. Göremediğin ya da görmek istemediğin şey, bir gün seni okumuş ve çalışmış olarak gelir ve kibir, o gelişin kapısını açan en sinsi anahtardır.
Unutma: “Aklın düşmanı dışarıda değil, onu hafife alan zihnin içindedir.” Bu nedenle kognitif hegemonya, yalnızca bir kavram değil; ulusal güvenliğin en görünmez, en derin, en derinlikli savunma hattıdır.
Biz aklı yücelttikçe güçleniriz; aklı küçümsedikçe başkasının masasında bir satranç taşına dönüşürüz ve ben inanıyorum ki zeki insan; Türkiye, zekânın kıymetini bilerek onu kurumsallaştırdığında çağa damgasını vuracaktır.
Sen yeter ki kibrin perdelediği zihin aynasını temizle.Göreceksin:Zekâ, karanlıkta bile yönünü bulan tek ışıktır.
Gürkan KARAÇAM

Yorum bırakın