Liyakat Kapıyı Çalmaz Zeki İnsan; O Kapıyı Sen Açacaksın

Zeki insan… Sana şimdi, çoğu kişinin söylemekten çekindiği ama tarihin ve aklın yüksek sesle haykırdığı bir hakikati sunuyorum. Çünkü bazı sözler vardır, kulağa ağırbaşlı görünür ama aklın rotasına uymaz. “Görev istenmez, verilirsözü de böyle bir sis perdesidir; kabiliyetli insanı gölgede bırakır, liyakati susturur, toplumun kaderini tesadüfe terk eder.

Oysa gerçek bambaşkadır: Kendi kapasitesini bilen, kendi ufkunu görebilen insan göreve talip olmalıdır. Çünkü susarsan sıradanlık konuşur; geri durursan yetersizlik ilerler; yetenek geri çekilirse makamı kabiliyet değil tesadüf doldurur.

Zeki insan… Unutma! “Sorumluluk bekleyeni değil, kapıyı çalanı sever.

Bu hakikati tarihin en çarpıcı örneklerinden biriyle açıklayalım. Hz. Yusuf’un hikâyesinde mealen ifade edilen o ince an var ya… Bir ülke büyük bir ekonomik felaketin eşiğindeyken, Hz. Yusuf bilgiye sahipti, feraset sahibiydi, krizin neye dönüşeceğini biliyordu. Sessiz kalmak değildi doğru olan; doğru olan, yeteneğin gereğini yapmak, bilgiyi sorumluluğa dönüştürmekti. Bu yüzden yönetime, mealen şöyle seslendi: “Bu işi bana ver; çünkü ben korumayı ve yönetmeyi bilirim.” Bu bir övünme değil; bilginin hakkını teslim etmekti.

Çünkü zeki insan bilir ki: “Mütevaziliğin fazlası, liyakatin üstüne örtülen bir perdeye dönüşür.”

Yetenek kullanılmazsa körelir; körelen yetenek ise topluma zarar verir. Bir cerrahın elindeki ustalığı düşün… Ameliyathanenin kapısında mahcup şekilde beklerse, yalnız o değil; içerideki hasta da kaybeder. İşte göreve talip olmak böyledir: Bir milletin beyin cerrahları, sahnenin kenarında bekleyemez.

Zeki insan… Cebine koy: “Göreve talip olmak kibir değildir; kapasiteni milletin emrine sunmaktır.

Hz. Yusuf’un tavrı bize şunu gösterir: Kendini bilenin sorumluluğu büyüktür. Çünkü makam yanlış ellere geçtiğinde felaket getirir, doğru ellere geçtiğinde ise milletin bahtını değiştirir. Bu yüzden “görev istenmez” diyenlere aldanma; bu söz, zeki insanın adım atmasını engelleyen bir zincirdir. Oysa akıl zincir sevmez.

Gerçek olan şudur: “Doğru insan göreve talip olmazsa, yanlış insan zaten talip olur.

Susmak iyilik değildir; geri çekilmek edep değildir; kabiliyetini saklamak tevazu değildir. Bunların hepsi, toplum adına büyük bir eksilme, geleceğin ise israf edilmesidir.

Zeki insan… Sana bir sır daha vereyim: “Yeteneğini gizlemek, karanlık bir odada elindeki feneri kapatmaya benzer; hem sen hem başkaları duvara çarpar.

Hasılı görev istemek, görevin hakkını verebilecek kudrette olduğunu ilan etmektir. Bu bir iddia değil; bir sorumluluk beyanıdır. Çünkü kader bazen kapıyı çalmaz; açmayı bilenleri sınar. Ve tarihin her döneminde yolu aydınlatanlar, “Ben bu işi yaparım” diyebilenler olmuştur.

Bu yüzden zeki insan… Görev senden kaçmaz; yeter ki sen görevden kaçma. Çünkü liyakat kapıyı çalmaz zeki insan, o kapıyı sen açacaksın...

Silkelenmen için sana sağlam bir tokat! Ey zeki Müslüman Türk evladı daha ne kadar Kur’an ‘dan bihaber yaşayacaksın… Açıp okusana, hepsi orada var zaten…

Gürkan KARAÇAM

Yorumlar

Yorum bırakın