“Bir fikri daha başında adından vurursanız, ruhu dirilemez ve bu zihin savaşlarının altın kuralıdır.”
Kimi kelimeler vardır ki anlamı değil, çağrıştırdığı duygu savaş çıkarır. “Osmanlı” da böylesi bir kelimedir. Coğrafyamızda kimilerinin ruhunu okşar, kimilerininse zihninde öyle olmasa da hâlâ ‘sömürgeci’ çanlarını çaldırır. İşte bu yüzden, büyük idealleri doğru ambalajla sunmak, sadece stratejik değil, psikolojik bir zorunluluktur.
“Osmanlı Milletler Topluluğu” Dersek Ne Olur?
“Gerçeği değil, algıyı yöneten kazanır ve bu Soğuk Savaşın görünmeyen yasasıdır”
“Osmanlı Milletler Topluluğu” kulağa görkemli gelir. Lakin dış dünyada yankılanacak olan şu olacaktır:
“Yeni Osmanlıcılık geliyor, Türkiye hegemonya peşinde!”
Bu algı en başta; Arap dünyasında, Balkanlar’da ve Afrika’daki bazı ülkelerde tarihî hassasiyetleri kaşıyacak; Fransa, İngiltere, Yunanistan gibi “eski” düşmanlarımızda ise ‘uyuyan psikolojik dosyaları’ yeniden açacaktır. Unutma sevgili okuyucu: İsim bazen toprak işgalinden daha güçlü bir işgaldir. Algılar kazanır, realiteler kaybeder.
Psikolojik Harbin İnce Taktikleri
“Kurşun bazen bedeni değil, hafızayı deler.”
Bugünün savaşları tankla, tüfekle değil; algı, kelime ve sembollerle yapılıyor. Eğer bir ülke, kardeşlik projesini tartışmalı bir kavram üzerinden inşa ederse, henüz masaya oturmadan suçlu sandalyesine oturtulur. İşte bu nedenle “Osmanlı” ismi; içeride duygusal, dışarıda politik mayınlar döşer.
Neden “Tarihi Ortaklıklar Teşkilatı (TOT)” Olmalı?
“Adı zarif olanın daveti reddedilmez ve bu diplomasi ustalarının kadim sözüdür.”
“Tarihi Ortaklıklar Teşkilatı” ifadesi; Ne korkutur, Ne üstünlük ima eder, Ne de hegemonya iştahı çağrıştırır. Aksine; eşitlik, kardeşlik ve gönüllülük vurgusu yapar. İsim ne kadar zarifse, projenin ruhu o kadar kapsayıcı olur. TOT, “Osmanlı bakiyesi” olan coğrafyada geçmişe methiye değil, geleceğe vizyon sunar. Kendini emperyal değil, empatik bir aktör olarak konumlandırır.
Zamanın Ruhu: Empati, Eşitlik, Dayanışma
“Zorla kurulan ittifak düşman, gönülle kurulan ittifak gelecek doğurur.”
TOT, Türkiye’nin yumuşak gücünü sertleştirmeden genişletme projesidir. Bu teşkilatın mesajı açıktır:
“Geçmişte birlikte vardık, gelecekte de birlikte olalım ve ne yöneteniz, ne yönetilen; sadece omuz omuzayız.”
Batı’nın Panik Butonuna Basmamak Gerekir
Batı’daki istihbarat analizlerinde “Yeni Osmanlı” kelimesi, “yayılmacı Türkiye” uyarısını tetikler. İngiltere, Fransa, İsrail ve ABD medyası bu tür bir oluşumu anında şu manşetlerle servis eder:
“Ankara, halifelik hayalinde!”
“Türkiye’nin Osmanlı rüyası bölgeyi tehdit ediyor!”
“Balkanlar’da yeni bir Ankara ekseni kuruluyor!”
Oysa ki “Tarihi Ortaklıklar Teşkilatı” ismi, bu dezenformasyonun önünü daha baştan keser. Yani, Batı’nın panik butonuna dokunmaz, Arap dünyasının travmalarına tuz basmaz.
Gönül Coğrafyası İçin Gönüle Dokunan İsimler Şarttır
“Sınırlar haritada, gönüller tarih sayfalarında çizilir.”
Balkanlar, Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Orta Asya… Bu topraklar, bir zamanlar aynı çınarın dallarıydı. Ama şimdi yeni bir birlik için eski sancak değil, yeni bir gölgelik lazımdır. TOT, bu gölgeliği sunar:
Hegemonya değil, hatıra dostluğu…
Emir değil, eşitlik…
Tarih değil, ortak gelecek…
İmparatorlukların En Güzel Mirası, Adaletle Kurulmuş Dostluklardır
“Tarihten korkanlar gelecek inşa edemeyeceği gibi tarihi yanlış anlatanlar da birlik kuramaz.”
Türkiye artık gücünü doğru ifade etmeli. Kardeşlik için atılan her adımda, kelimeler titizlikle seçilmeli. Ve bilinmeli ki, birliğin ruhunu yücelten isim değil; ismin taşıdığı zihniyettir. TOT bu zihniyetin adıdır. Geçmişin acılarını değil, geleceğin umudunu temsil eder.
Gürkan KARAÇAM
#süpergüç #türkiye

Yorum bırakın