“Zihin savaşını kazananlar, kurşun atmadan dünyayı teslim alır.”
Bir istihbaratçı sadece gözleriyle görmez; bazen kapalı kapılar ardında harita üzerindeki gölgelerle konuşur. Modern savaş alanı artık tankla, tüfekle değil; bilinçaltıyla, sezgiyle ve zihinsel güce hükmetmeyle kuruluyor. İşte bu yeni cephe: parapsikolojik istihbarat.
Parapsikoloji nedir, ne değildir?
Parapsikoloji, zihin gücünün fizik ötesi yeteneklerini anlamaya çalışan bilimsel-disiplinlerarası bir alandır. Telepati, prekognisyon (geleceği hissetme), uzaktan izleme (remote viewing), psikokinezi (zihin gücüyle nesneleri etkileme) gibi konular bu başlık altında incelenir.
Eskiden “mistik” sayılan bu konular, bugün özellikle istihbarat servislerinin gizli laboratuvarlarında “ulusal güvenlik” etiketiyle çalışılmaktadır.
“Zihin haritalarını çizmeden ülke haritaları korunamaz.”
Dünyada Neler Oluyor?
ABD, 1970’lerde (net tarih 1977 ilk DIA) Sovyetler karşısında farkına vardığı bir boşluğu doldurmak için Stargate Projesi’ni başlattı. Bu proje kapsamında CIA, parapsikolojik yeteneklere sahip olduğu iddia edilen kişilerle “uzaktan izleme” (remote viewing) çalışmaları yaptı. Ünlü medyum Ingo Swann, ayın karanlık yüzünü tarif ettiğinde NASA’da gözler faltaşı gibi açıldı. Amerikan ordusu ise “goat lab” olarak bilinen psikokinetik testlerde askerlerin zihinsel gücüyle keçileri öldürüp öldüremeyeceğini araştırdı. Sovyetler, bu alanda en az ABD kadar ileri gitti. Kremlin, telepatik iletişim yoluyla casuslarını yönlendirmek ve hatta yabancı liderleri etkilemek için psikotronik silahlar geliştirdi. Rusya bu alanda halen sessiz ama etkili ilerliyor. Çin, parapsikolojiyi “Zihin Gelişim Bilimi” adı altında millileştirip, dev laboratuvarlar kurdu.
“Atom çağında kurşun işlemeyen cephe: zihin.”
Türkiye Nerede?
Bizde ise bu konu hâlâ dizilere malzeme, ilgi meraklılarına geyik muhabbeti, bazı çevrelerde de ‘cin-peri’ düzeyinde algılanıyor. Halbuki zihin gücünü istihbarat silahına dönüştürmek, bir ülkenin savunma ve saldırı kapasitesinde çarpan etkisi oluşturur.
MİT’in parapsikolojik enstrümanlara sahip olduğuna dair açık kaynaklarda herhangi bir resmi bilgi yok. Ancak bu alanda gayret gösteren bireysel çabalar, akademik denemeler ve sessiz araştırmalar mevcut. Yine de devlet aklının bu konuya ciddi bir stratejik boyut kazandırması gerekiyor.
Türkiye Ne Yapabilir?
1. Zihin Savaşları Enstitüsü kurulmalı. TÜBİTAK, MİT, akademi ve askeri yapılar bu enstitüde ortak çalışmalı.
2. Remote viewing (uzaktan izleme) eğitimi alan, özel yetenekli gençler tespit edilmeli ve milli projelere dâhil edilmeli.
3. Telepatik iletişim üzerine deneysel askeri simülasyonlar geliştirilmeli.
4. Milli sinema, dizi ve medya dünyasında parapsikolojik kahramanlar yaratılmalı.
5. Bu alanın dinî hassasiyetlerle çatışmadan, bilimsel zeminde ilerlemesi için milli etik kurulu oluşturulmalı.
“Bilgi toplamak için sahaya inenler kaybolur, zihnini silaha çevirenler gölgeye hükmeder.”
Tehlikeler Neler?
Parapsikolojik harp yalnızca sizi güçlü kılmaz, savunmasız da bırakabilir. Zihin kontrolü, subliminal yönlendirme, kolektif bilinç manipülasyonu gibi teknikler bir ülkeyi içten çökertmek için kullanılabilir. Dijital medya ve yapay zekâ ile desteklenen bu yöntemler, zihinlerdeki kaleleri yıkar.
“Kale içten fethedilince, dışarıdaki surlara bayrak dikmeye gerek kalmaz.”
Sonuç
Türkiye, yerli İHA’larla gökyüzüne, yerli savunma sistemleriyle sınırlarına hükmetti. Şimdi sıra geldi zihin coğrafyasına egemen olmaya. Geleceğin savaşında üstün olmak için; fizik ötesi zihin gücüne, milli stratejik sezgiye ve parapsikolojik istihbarata ihtiyacımız var. Unutma: Kılıçla alınan kaleyi korumak için kalbin kalkanı, zihnin kılıcı olmalı.
“İstihbaratın görünmeyen cephesi zihinse, biz o cepheye ordular değil, yol gösterenler göndermeliyiz ve unutmayalım; zihin ön cephe olduysa, arkadaki beyinler karargahtır.”
Gürkan KARAÇAM
#parapsikoloji #türkiye

Yorum bırakın