Zihnin Haritasını Çizenler: ABD’deki İsrail Lobisi ve Psikolojik Harbin Görünmez Ordusu

“Bazı savaşlar silahlarla kazanılmaz; bazı devletler toprak değil, zihin işgal eder. İsrail lobisi, ABD’de bunu başaran tek organizmadır.”

Bir ülkeyi anlamak için başkentini gezmek yetmez. Gerçek güç, görünen hükümetten değil; perde arkasında karar veren yapılar içindedir.

Bugün ABD’nin dış politikasında İsrail’in etkisi, yalnızca dostlukla açıklanamayacak kadar derin, örgütlü ve sistematiktir. Bu yazımda, kamuoyunu nasıl şekillendirdiklerini, hangi psikolojik harp taktiklerini kullandıklarını, kurumsal düzlemde nasıl organize olduklarını ve Türkiye’nin bu yapıya karşı nasıl bir stratejik duruş sergilemesi gerektiğini, delil gibi cümlelerle, perde arkasını aralayarak anlatacağım.

I. İsrail Lobisinin Psikolojik Harp Doktrini

İsrail lobisi, klasik lobicilikten çok daha fazlasıdır. Bu yapı, bireyin ne düşüneceğini, neye inanacağını, neyi sorgulamayacağını belirleyecek şekilde çalışır. Psikolojik harp burada, doğrudan halkı hedef almak yerine; siyasetçiyi, medyayı, akademiyi ve hatta dini yapıları kontrol ederek uygulanır.

“Psikolojik harp, mermisiz bir savaş; ama teslim bayrağı, halkın bilincine dikilir.”

1. Algı Kurgusu ve Gerçeğin Dönüştürülmesi

İsrail lobisinin temel psikolojik harp stratejisi: gerçeği dönüştürmek değil, yeniden tanımlamak.

Filistinliler “terörist”, İsrail askerleri “savunmacı”.

Yerleşim planı değil, “güvenlik önlemi”.

Duvar değil, “ayırıcı bariyer”.

Bu tür anlam değiştirme operasyonları, dilin kendisini silaha dönüştürüyor. Edward Said’in dediği gibi: “Tanım yapan, egemen olandır.

“Gerçek, kimin hikâyesini anlattığına göre şekil değiştirir. İsrail lobisi, ABD’de gerçeğin anlatıcısıdır.”

2. Travma Kalkanı: Holokost’un Silaha Dönüşmesi

Hiçbir insanlık dramı, siyasete alet edilmemeli. Ama İsrail lobisi, Holokost gibi evrensel bir trajediyi meşruiyet zırhı olarak kullanıyor. Her eleştiri “antisemitizm” olarak yaftalanıyor. Böylece eleştirmek “ahlaki sapma” gibi gösteriliyor.

“Tarihin acılarını inkâr edecek değiliz; ama bu acıları stratejiye dönüştürenleri görmezden gelemeyiz.”

3. Medya ve Eğlence Endüstrisinin İşgali

ABD’de önde gelen medya kuruluşları ve eğlence sektörü, İsrail yanlısı sermaye ve yöneticilerce yönetiliyor:

• CNN, NBC, Fox News gibi platformlar, İsrail’in “meşru müdafaa”sını kutsallaştırıyor.

• Hollywood’da İsrail dostu imajı öven filmler, sistematik biçimde kamuoyu oluşturuyor.

“Kamera kimin elindeyse, kahraman da katil de onun kararına göre yazılır.”

4. Yasama Üzerinde Bilinçli Baskı

Kongre üyeleri, AIPAC gibi yapılar tarafından sistematik biçimde finanse ediliyor. Her yıl binlerce kongre çalışanı, bu lobinin “saflarında eğitiliyor”.

BDS (Boykot, Yatırım Çekme ve Yaptırım) hareketine karşı 30’dan fazla eyalette yasa çıkarılmış durumda.

Kongrede İsrail’e yıllık 4 milyar dolar destek paketi neredeyse “refleks” hâline gelmiş.

“Parayı veren yasa çıkarmaz, algıyı şekillendirir. Algı da yasayı kendiliğinden çıkarır.”

5. Din Üzerinden Psikolojik Kuşatma: Evanjelik-Arap Koalisyonu

ABD’de 80 milyon Evanjelik Hristiyan var. Bunların çoğu, Tevrat’ta İsraillilere vaat edilen toprakların yeniden tesisine inanır. İsrail lobisi, bu dini kehaneti, politik çıkar için bir kutsal zırha dönüştürür.

CUFI (Christians United For Israel), bu doğrultuda en etkili dini psikolojik harp aracıdır.

“İnancı coğrafyaya, coğrafyayı kehanete bağlayan her plan, “Tanrı”’yı da stratejiye alet eder.”

II. Kurumsal Olarak Kimler Bu Savaşı Yürütüyor?

İşte bu psikolojik harbi yürüten başlıca yapıların anatomisi:Kurum-Görevi-Alanı

AIPAC: Siyasi baskı, fon yönetimi Kongre

ADL: Antisemitizm bahanesiyle susturma Medya, akademi

CUFI: Dini tabanı mobilize etme Evanjelikler

WINEP, Brookings: Politika üretimi Think-tank

JNF, J-Street: Yumuşak güç, alternatif anlatılar Sivil toplum

Medya grupları: Zihin şekillendirme Kamuoyu

“Savaş, artık bakanlıklar arasında değil; vakıflar, STK’lar ve medya üzerinden yürütülüyor.”

III. Türkiye Bu Yapıya Karşı Ne Yapmalı?

ABD’deki İsrail lobisiyle baş edebilmek için, klasik dış ilişkiler değil; zihinsel bir diplomasi gereklidir. Türkiye, artık “karşı lobi” değil, karşı hikâye inşa etmelidir.

1. Zihin Diplomasisi ve Dijital Propaganda

• Genç Amerikalılar, gerçekleri YouTube’da, TikTok’ta öğreniyor. Türkiye bu mecralara stratejik içerik üretmeli.

• Filistinli çocukların hayatını anlatan, sade ama etkileyici kısa filmlerle global kamuoyu duygusal olarak oluşturulmalı.

2. Yeni Medya Yatırımları

• TRT World, Anadolu Ajansı gibi yapılar, ABD merkezli medya atağı yapmalı.

• Akademisyen, gazeteci ve içerik üreticileri desteklenmeli.

3. Think Tank Dış Ekspansiyonu

• SETA, TÜRKSAM gibi yapılar, Washington ve New York’ta yayılmalı.

• Bu kurumlar, ABD üniversitelerinde burs programlarıyla Türkiye anlatısını yaymalı.

4. Yeni Müttefikler: Siyahiler, Müslümanlar, Sol Blok

• Afro-Amerikan topluluklar, Amerikan emperyalizminin zararını bilen doğal müttefiklerdir.

• Ortak seminerler, protestolar ve medya projeleri oluşturulmalı.

“Zihin cephesini kazanamayan, diplomasi masasında harita çizemaz ve artık tanklarla değil; algoritmalarla savaşıyoruz. Türkiye, bu çağın kodlarını okumayı öğrenmeli.”

Son Söz

İsrail lobisi, Amerika’daki en etkili stratejik yapı değil; en görünmez istihbarat ordusudur. Psikolojik harp onların doğasında var. Ama her anlatı karşı anlatı doğurur. Türkiye eğer bu anlatıyı inşa eder, diplomasiyi hikâyeyle birleştirirse; yalnızca İsrail lobisine karşı koymaz, yeni dünyanın anahtarını da eline alır.

“Her çağın silahı değişir. Bugünün mermisi cümledir, cephanesi algıdır, savaş alanı zihindir. Türkiye, artık kalemi stratejiye dönüştürmelidir.”

Gürkan KARAÇAM

#israil #abd #teslimolmuyoruz #türkiye

Yorumlar

Yorum bırakın