Almanya’nın Zırhı Pas Tutuyor: Kartalın Gölgesinde Türk Aklı

“Zırhı kalın olanlar değil, boşluklarını fark edebilenler ayakta kalır.”

Avrupa’nın göbeğinde dev gibi duran Almanya, aslında dev aynasında bir görüntüden ibaret. Sanayi devi olarak gösterilen bu ülkenin üzerinde Amerikan bayrakları dalgalanıyor, Berlin duvarının gölgesine saklanan Amerikan üsleri ise hâlâ yerli yerinde: Ramstein, Stuttgart, Wiesbaden, Spangdahlem… Adı Almanya, ama içinde Pentagon’un gözü, kulağı ve hatta eli var.

Bağımsız mı, Bağımlı mı?

“Egemenlik, toprakla değil, alınan bir emrin varlığı ile ölçülür.”

ABD, Almanya’yı adeta bir NATO otoparkına çevirmiş. Her büyük hava üssü, aslında Washington’un Avrupa’daki ileri karakolu gibi çalışıyor. Dış politikası ise kendi başına değil; Beyaz Saray’dan gelen parmak işaretine göre şekilleniyor. Ukrayna krizinde de bunu gördük, İsrail’e verilen destekte de.

Almanya, jeopolitik olarak güçlü görünüyor, ama stratejik kararlarında bağımsız değil. Bir gözü ABD’nin şifreli e-postasında, öteki gözü Brüksel’deki masada. Ve bu gözler çoğu zaman görmekten ziyade görmemeyi seçiyor.

Enerji ile Gelen Sessizlik

“Bir milletin gazı kesilirse, bağımsızlığı da kesintiye uğrar.”

Rusya’dan gelen doğalgaz, Almanya’nın fabrikalarını ısıttı, ama dış politikasını dondurdu. “Nord Stream” hatlarıyla Berlin’in damarlarına pompalanan enerji, aslında bir nevi Putin güdümünde bir sedasyon etkisi yarattı. Ukrayna krizi patladığında Almanya’nın ilk refleksi neydi? Sessizlik. Çünkü ısıtan el, susturur.

Amerika’dan emir, Rusya’dan gaz, Fransa’dan siyasi denge derken Almanya’nın manevra alanı, büyük bir ülkeye göre oldukça dar. Gölgesinin büyük olması, güneşin hep arkasında kalmasından.

Generallerin Füzesi, Dinleme Skandalı

“En gizli odan, dinlenen odandır.”

Ukrayna Rusya savaşında, Rus istihbaratının Almanya’da üst düzey generalleri dinlediği ortaya çıktı. Füze sevkiyatı üzerine yapılan bu gizli görüşmelerin sızdırılması, Almanya’nın istihbarat zafiyetini gözler önüne serdi. Avrupa’nın merkezinde, NATO’nun ileri kalesi denilen ülkede üst düzey askeri isimlerin dinlenmesi, sadece Almanya’nın değil, Batı güvenlik sisteminin de çürümüşlüğünü gösteriyor.

Ortadoğu’da Almanya: Varlık mı, Gölge mi?

“Kendini var sanan, bazen sadece başkasının yansımasıdır.”

Almanya, Ortadoğu’da sivil yardım, silah ambargosu ve diplomatik kelime oyunlarıyla bir varlık göstermeye çalışıyor. Lakin bu “varlık”, bölge ülkeleri için kayda değer bir ağırlık oluşturmuyor. İran konusunda net tavır alamayan, İsrail’e tam destek verirken Filistin’e mesafe koyan Berlin, Ortadoğu’da itibar değil, şüphe topluyor. Almanya’nın İran’daki ticari yatırımları bile ABD yaptırımlarıyla çizgiye çekilmiş durumda. Suriye ve Irak’ta ise ağırlıklı olarak danışman ya da mali destek sağlayıcı rolünde. Sahada yok, masada cılız. Ortadoğu’da Almanya’nın sesi, Almanca değil; İngilizce fısıltılarla çıkıyor.

Almanya’nın Kırılganlıkları: Dev Aynasında Çatlaklar

1. ABD üsleri üzerinden gelen emir-komuta zinciri,

2. Rus gazına olan enerji bağımlılığı, özellikle kış aylarında siyasi refleksleri yavaşlatıyor,

3. İstihbarat zaafları, içeriden dinlenebilecek kadar korumasız bir yapı,

4. Ortadoğu ve İran’daki etkisizlik, sadece görünürde bir varlık,

5. Avrupa’daki liderlik algısının kırılması, Macron gibi aktörlerin meydan okumasıyla daha da yıpranıyor.

Peki Türkiye Ne Yapmalı?

“Rüzgârı hissedemeyen milletler, fırtınayı yönlendiremez.”

Türkiye için Almanya, bir tehdit değil; zayıf noktalarından okunabilecek bir fırsattır.

• Enerji politikalarında çeşitlilik sağlayarak, Almanya’nın Rusya ile arasındaki bağı Türkiye üzerinden kurmasını sağlayabiliriz. TürkAkım ve TANAP gibi projelerle Avrupa enerji arterlerinin ana nabzı olma şansımız hâlâ elimizde.

• İstihbarat iş birlikleri konusunda Almanya’nın zafiyetlerinden faydalanarak, sahadaki dijital üstünlüğümüzü Almanya’nın güvenlik açığını kapatmak için kullanabiliriz. Bu, masadaki rolümüzü artırır.

• Ortadoğu’da etkin diplomasi yürüterek, Almanya’nın bölgedeki eksikliğini telafi ederken kendimizi “denge sağlayıcı güç” olarak konumlayabiliriz.

• Türk diasporasının sosyo-politik etkisi, Almanya’nın iç politikasına yön verebilecek kadar güçlüdür. Doğru stratejiyle, bu nüfuz sahası dış politikamızda kaldıraç haline getirilebilir.

Son Söz: Kartalın Gölgesinde Oynamak Yerine, Uçmayı Seçmek Gerek

“Kartal gökyüzünde süzülürken, serçeler gölgede hayal kurar.”

Almanya’nın bağımsızlığı, bağlarının büyüklüğü kadar bile değildir ve bazen büyük olmak, sadece daha çok bağla bağlı olmaktır. Türkiye için önemli olan, bu bağların arasındaki boşluğu görebilmek, oradan stratejik bir hamleyle yükselmektir.

Diplomasi, satranç gibidir. Rakibin hamlelerini değil, kırılgan taşlarını görüp oynamak gerekir. Ve Almanya’nın tahtasında artık çok fazla çatlak var.

Gürkan KARAÇAM

#almanya #abd #türkiye #teslimolmuyoruz

Yorumlar

Yorum bırakın