Tarihi yalnız kazananlar yazmaz. Bazen kaybedenlerin de öyle hamleleri olur ki, yüz yıl geçse de izleri silinmez. Zihin haritaları değişir ama kaynak aynı kalır. Bugün Rusya’nın ve hatta Çin’in bile uyguladığı askeri savunma sistemlerinin bir kısmı, aslında 1877’de, Ahmet Muhtar Paşa’nın Zivin Çayı’nda çizdiği taktik haritanın izdüşümüdür.
“Bir komutan, savaşı kaybedebilir; ama doğru taktikle geleceği fethedebilir.”
Tarih Sahnesi: 93 Harbi ve Zihin Haritası
1877 Osmanlı-Rus Harbi… Nam-ı diğer 93 Harbi. Bir tarafında zayıflamış, iç karışıklıklarla yorgun düşmüş Osmanlı İmparatorluğu; diğer yanında emperyal arzuları kabaran Çarlık Rusyası… Tam ortada ise Erzurum’un kuzeyinde, stratejik bir geçit: Zivin Çayı.
Ahmet Muhtar Paşa, burada iki kademeli savunma hattı kurdu. Ön hatta düşmanı ilk darbeyle karşılayacak sabit kuvvetler; ikinci hatta ise küçük ama yüksek hareket kabiliyetine sahip ihtiyat birlikleri. Bu birlikler, esnek müdahale için sürekli pozisyon değiştirerek taktiksel şaşırtma ve bozulmayı önleyecekti.
“Türk aklı, düşmanın hamlesini karşılamaz; hamleye mekânı daraltır.”
Zivin Modeli: Yıkılan İmparatorluktan Yükselen Doktrin
Savaş sonucu Osmanlı için parlak olmadı belki ama Ahmet Muhtar Paşa’nın bu savunma modeli, harp akademilerinde dikkatle incelendi. Özellikle 1917 Bolşevik Devrimi sonrası yeni Sovyet aklı, bu modeli alıp kendi ideolojik kurgusuna entegre etti.
• “Derin Savunma Doktrini” adını verdiler.
• İlk hattın imha olmasını göze alan, ikinci ve üçüncü hatlarla düşmanı yıpratan, esnek, katmanlı savunma anlayışı geliştirdiler.
• Küçük, hareketli rezerv birlikler ile zayıf noktalarda takviye ve ani karşı taarruzlar gerçekleştiren yapı kurdular.
Bu yapı, İkinci Dünya Savaşı’nda Stalingrad’da, Kursk’ta, hatta günümüzde Ukrayna cephesinde bile hâlâ yaşamakta.
“Rusya’nın savunması karla kaplıdır ama kökü Zivin’in toprağındadır.”
Modelin Genetik Kodu: Türk Savunma Zekâsı
Zivin Çayı modeli, bir jeostratejik sezgi ürünüdür. Ahmet Muhtar Paşa, dağlık araziyi, iklimi, moral seviyesini ve lojistik kapasiteyi göz önünde bulundurarak, bugünkü harp kurallarına aykırı gibi görünen ama “gelecek odaklı” bir savunma sistemi geliştirmiştir. Bugün bu modeli;
• Çin’in sınır savunmasında,
• Rusya doğu cephesinde,
• İran’ın iç güvenlik yapısında,
• Amerika’nın “Defense in Depth” sisteminde görebilirsiniz.
Hepsi aynı şeyi yapar: Esneklik, sabır, çevirme, yıpratma ve taarruz-savunma dengelemesi.
“Savunma sanattır; ama onu stratejiye dönüştüren Türk aklıdır.”
Neden Bilinmez? Çünkü Kimin Aklı Olduğu Unutturulmuştur
Batı, taktik kopyalar ama fikrî mirasın sahibini yazmaz. Ahmet Muhtar Paşa, ne Batılı kaynaklarda ne de askeri akademilerin zihin raflarında hak ettiği yeri almaz. Çünkü o ne “Napoleon” kadar romantikti, ne de “Clausewitz” kadar sistematik. Ama onun taktiği, Clausewitz’in “savaşın devamı siyasettir” sözünden çok daha ötedeydi:
“Türk, savaşta devleti değil, geleceği savunur.”
Günümüzde Ne Anlama Geliyor?
Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri, Suriye’de, Irak’ın kuzeyinde, Karabağ’da ve Doğu Akdeniz’de uyguladığı savunma ve taarruz doktrinlerinde hâlâ Zivin Çayı refleksi taşır.
• Harekât alanında küçük birliklerle esnek müdahale,
• Düşmanın merkezini değil, hareket kabiliyetini hedef alma,
• Derinlikli savunma,
• Sürpriz ihtiyat hareketleri…
Bunların tamamı, Ahmet Muhtar Paşa’nın 1877’de zihinsel haritasını çizdiği savunmanın bugünkü versiyonlarıdır.
Son Söz: Zivin Çayı Kurudu Belki Ama Akıl Hâlâ Akıyor
Ahmet Muhtar Paşa’nın iki kademeli savunma modeli, sadece bir askeri düzenleme değil; bir strateji manifestosudur. Eğer bugün Rusya’nın, Çin’in, hatta NATO’nun “çok katmanlı savunma mimarisi” varsa, bu biraz da o günkü Osmanlı subayının, her karışı düşünceyle örülmüş zihnindendir.
“Biz tarihin unuttuklarını değil, “tarihçilerin” bize unutturduklarını hatırlatmakla görevliyiz.”
Ve unutulmasın:
“Bir harita, zaferi gösterir. Ama bir akıl, bin yılın haritasını çizer.”
Gürkan KARAÇAM
#zivinçayı #erzurum #ahmetmuhtarpaşa #osmanlı #türkaklı #teslimolmuyoruz

Yorum bırakın