“Tarihi, kazananlar değil; anlatanlar yazar ve kaybedenlerin elinden sadece kalemi almazlar, onların hafızasını da silerler.”
@stratejivefikirler
Asırlar boyunca bir ezber sürdü:Moğollar barbar, yıkıcı, ilkel bir kavim olarak anlatıldı. Yaktıkları şehirler, döktükleri kanlar, dağıttıkları hanedanlar tarih kitaplarının manşetindeydi. Ama nedense, kurdukları sistem, kurdukları düzen, korudukları bilim,hiç anlatılmadı. Çünkü bir şeyi yıktılar aslında: Kurgulanmış medeniyet tekelini.
“Medeniyetin tek sahipleri olduklarına inananlar, kendilerinden olmayanı barbar ilan eder.”
@stratejivefikirler
Moğollar geldiğinde, Batı kendi karanlığında kıvranıyordu. Skolastik düşüncenin cenderesindeki Avrupa, düşünmeyi suç, bilim üretmeyi günah sayıyordu. Doğu’da ise iç içe geçmiş hanedanlar birbirine ihanet ediyor, halk yoksullukla boğuşurken, üst sınıf ise şatafatlı bir yaşam sürüyordu. Moğollar, bu çürümüş dünyanın üzerine bir buz gibi, tokat gibi indi. Ama bunu sadece kılıçla değil, düzenle, adaletle ve sistemle yaptı.
“Kılıçla yenemediklerini kalemle doğradılar.”
@stratejivefikirler
Pasaport sistemine benzeyen uygulamaları,
Ticaret yollarına devlet garantisi,
Kervan yollarında emniyet sistemleri,
Farklı din ve etnik kimliklerin özgürce yaşadığı bir toplum yapısı,
Bilginlerin, sanatçıların, hekimlerin devlet eliyle korunması…
Bunların hepsi “barbar” diyerek aşağılanan bir kavmin mirasıydı.
“”Barbarlık”, çürümüş bir medeniyete en medeni cevaptır.”
@stratejivefikirler
Peki neden hep yıkım kısmı anlatıldı?Çünkü Moğollar, tarih yazanların işine gelmedi. Çünkü onlar, sadece hanedanları değil, anlatı tekellerini de yıktılar. Çünkü onların hikâyesini doğru anlatsaydılar, “medeniyetin Batı merkezli olduğu” miti yerle bir olurdu. Onun yerine ne yaptılar? Hollywood’da “vahşi” olarak kodladılar, Kitaplarda “akılsız göçebe” gibi gösterdiler, Dizilerde “bilinçsiz yağmacı” olarak resmettiler.
“Gerçeği bastıramazsan, karikatürle itibarsızlaştırırsın.”
@stratejivefikirler
Ama biliyorum ki: Moğollar tıpkı Osmanlı gibi çok uluslu, çok inançlı, pragmatik ve hoşgörülü bir yönetim sergilediler. Bilgiye, bilim adamına ve teknolojiye değer verdiler. Çin’deki teknolojiyi, Orta Asya’daki bilgeliği, İslam coğrafyasındaki felsefeyi, Avrupa’daki matematiği birleştirdiler. Ve en önemlisi:Yeryüzünü tek bir siyasi ekonomik entegrasyon içine alarak “dünya sistemini” kurdular. Bugünkü küreselleşme, aslında Moğol zihninin ilkel bir kopyasıdır.
“Moğollar dünya haritasını kılıçla çizmedi, düzenle kodladı.”
@stratejivefikirler
Batı neden onları sevmedi biliyor musun?Çünkü Moğollar:
1. Makamı soya değil, liyakate verdi.
2. Adaleti seçkinlere değil, halka dağıttı.
3. Din savaşlarını değil, din özgürlüğünü benimsedi.
4. Bilgiyi ele geçirmeye değil, yaymaya çalıştı.
Ve bu, Batı’nın inşa etmek istediği “tek kültürlü medeniyet tasarımına” doğrudan tehditti.
“Bir düşünce düzeni kuruyorsan, seni hatırlayanların değil, senden korkanların sesi çıkar.”
@stratejivefikirler
Tarihin tozlu sayfalarında barbar diye ezberletilenler, bugünün gözleriyle okunduğunda, belki de en medeni cevabı vermişlerdi çürüyen sisteme. Bugün artık şu soruyu sorma zamanı geldi: Barbar olan Moğollar mıydı, yoksa onları karalayan anlatılar mı?
“Tarihin iğdiş edilmiş anlatısını sorgulamak; kalem tutanların ilk ahlaki görevidir.”
@stratejivefikirler
Bu yazı sadece Moğolların değil,tarihi tek merkezden yazanların ipliğini pazara çıkaran bir çağrıdır. Tarihi yeniden okumak, hakikati yeniden kurmaktır. Ve hatırla:
“Gerçeğin gürültüsü az olur; çünkü sadece hakikat fısıldar. Ama onun yankısı çağları sarsar.”
@stratejivefikirler
Gürkan KARAÇAM
#moğollar #moğolistan #mongol #teslimolmuyoruz #medeniyetbiziz #medeniyetbizim #abd #avrupa #yalansöylüyor

Yorum bırakın