“Zihinlerin işgali, toprakların işgalinden daha kalıcıdır.”
@stratejivefikirler
Modern savaşların karakteri değişti. Toplumlar artık silahla değil, sahte gözyaşlarıyla teslim alınıyor. Kimi zaman bir çocuğun ağlayan yüzü, kimi zaman bir kadın figürünün dramatize edilmiş hikâyesi ekranlara düşüyor. Oysa bu “hikâyelerin” arkasında bir kurgu ekibi, istihbarat senaryosu ve psikolojik harp planı var. Bu, çağımızın en sinsi operasyon biçimidir: Empati mühendisliği.
Empati Operasyonları: Duygularla Rehberlik Edilen Savaş
“Modern savaşın komutanı medya, cephanesi duygudur.”
@stratejivefikirler
Empati, insanın insana en derin temas noktasıdır. Ancak bu duygu, en kolay manipüle edilen alandır. Kitleleri yönlendirmek için artık tanklar değil, travmalar kullanılıyor.
Örnek 1: Kosova – Sahte Kamplar, Gerçek Müdahaleler
NATO’nun Yugoslavya’ya müdahalesinin meşruiyet zemini, BBC’nin dünyaya servis ettiği bir “ölü Sırp askeri ve ağlayan Kosovalı çocuk” haberine dayanıyordu. Yıllar sonra bu sahnenin bir NATO psikolojik harp birimi tarafından organize edildiği ortaya çıktı. Sahte mağduriyet, gerçek bombaları getirdi.
Örnek 2: Libya – Medyada Ağlayan Kadınlar, Arkada Yıkılan Devlet
Batılı medyada Kaddafi’nin sivillere sistematik tecavüz ettirdiği yönünde haberler yayıldı. CNN, BBC ve Al Jazeera’da sürekli aynı mağdur kadının görüntüsü dolaştı. Fakat daha sonra “tanıklıkların” ABD istihbaratınca kurgulandığı ve “mağdurların” eğitimli aktörler olduğu kanıtlandı. Travmalar dijitaldi, yıkım ise fiziki.
Örnek 3: Suriye – Beyaz Miğferler ve Sahne Arkası
Beyaz Miğferler adlı “sivil savunma” kuruluşu, Batı kamuoyunda Suriye rejimini şeytanlaştırmak için ağlayan çocuklar, yıkıntılar altından çıkan bebekler, kimyasal saldırı kurbanları servis etti. Oscar ödüllü belgesel bile yapıldı. Sonra ortaya çıktı ki görüntülerin çoğu “kurgu setlerinde” çekilmişti. Empati, emperyalizmin yeni koluydu.
Manipülasyonun Anatomisi: Sahte Travma, Gerçek Sonuç
“Bir duygunun doğru olması, onu kullananın niyetini aklamaz.”
@stratejivefikirler
Sahte travmalar dört temel aşamada çalışır:
1. Kurgu: Profesyonel ekiplerce hazırlanır. Mağdur bir figür seçilir (çocuk, kadın, yaşlı).
2. Medya Yayılımı: Görüntüler aniden ve eş zamanlı olarak küresel medya tarafından paylaşılır.
3. Empatik Dalga: Kamuoyu infial yaratır. Karar vericiler baskı altına alınır.
4. Askerî/Siyasi Müdahale: Hazırlanmış plan devreye sokulur.
Örnek 4: Venezuela – Yanan Yardım Tırı ve Uluslararası Tepki
ABD destekli muhaliflerin organize ettiği yardım konvoyu sınırda “rejim tarafından yakıldı” denilerek servis edildi. Uluslararası medya bunu Maduro’yu yıpratmak için kullandı. Fakat aylar sonra New York Times bile “konvoyu muhaliflerin yaktığını” kabul etmek zorunda kaldı. Sahte mağduriyetin hedefi belliydi: Uluslararası müdahale için meşruiyet üretmek.
Görsel Travmaların Gücü: Acı Göstermek, Algı İnşa Etmektir
“Gerçeği susturmanın en ucuz yolu, daha yüksek sesle yalan söylemektir.”
@stratejivefikirler
Dijital medya çağında bir görüntünün, bir kurşundan daha etkili olduğu zamanları yaşıyoruz. Özellikle kısa videolar, şok eden kareler ve dramatik seslendirmelerle kurulan sahte travmalar, toplumsal hafızaya kazınır.
Örnek 5: Myanmar – Çocuk Cesetleri ve Yönlendirilmiş Empati
Birçok Batı medyasında Rohingya çocuklarının cesetleriyle dolu sahiller servis edildi. Ancak görüntülerin çoğunun Tayland kıyılarından, farklı yıllara ait olaylardan olduğu kanıtlandı. Hedef, Myanmar’daki iç mücadeleye doğrudan Batı müdahalesinin zeminini yaratmaktı.
Peki Neden İşliyor Bu Sistem?
Çünkü:
• Kitleler görsel travmalar karşısında analiz yapmaz, hisseder.
• Hisseden toplumlar karar veremez, yönlendirilir.
• Bu travmaların kaynağını sorgulamak ‘duyarsızlık’la suçlanır.
“Kurgu mağduriyet, hakikî adaletin celladıdır.”
@stratejivefikirler
Çözüm Önerileri: Eleştirel Empati ve Travma Okuryazarlığı
Toplumlar ve bireyler bu operasyonlara karşı şu yöntemlerle direnç kazanabilir:
1. Travma Okuryazarlığı Eğitimi: Medyada izlediğimiz her mağduriyet sahnesinin ardında nasıl bir güç dengesi olabileceğini analiz edecek bir bilinç düzeyi.
2. Eleştirel Empati Prensibi: Her ağlayan yüzü doğru, her bağıranı haklı saymak yerine, “kim, ne için, ne zaman, hangi medya ile sunuyor?” sorularını sorabilen bir yaklaşım.
3. Görüntü Değil Gerçek Tabanlı Karar Mekanizmaları: Uluslararası ilişkilerde görsel travmalara değil, somut veriler ve istihbarat analizlerine dayalı politikalar üretmek.
Son Söz Yerine
“Görüntü ile yönlendirilen bir dünyada, hakikat sessizliği seçer.”
@stratejivefikirler
Casus sendromu, artık ajanların taşıdığı çantalarda değil, toplumların vicdanında inşa edilen yapay yüklerde gizli. Bu yükleri sorgulamadan taşımak, bizi yönlendirenlerin kim olduğunu unutturan bir esarettir.
Gürkan KARAÇAM
#abd #suriye #casus #gürkankaraçam

Yorum bırakın