Her dört-beş yılda bir önümüze konan bir kavram var: Seçmen. Masum gibi görünüyor, hatta kulağa demokratik de geliyor. Ama mesele o kadar masum değil. Çünkü bu kelime, bir milletin zihnindeki ortaklıkları değil, ayrılıkları çağırıyor.
Seçmen kimdir? Bireydir. Oy verir. Karar verir. Tercih eder. Ama dikkat: Seçmen, kendisini milletten ziyade tercih yapan bir birey olarak görür. Burada gizlenen, çok daha tehlikeli bir zihinsel dönüşüm var: Türk milleti gibi büyük bir kolektif kimlik yerine, bireyselleştirilmiş, sınıflandırılmış, etiketlenmiş küçük kimlikler üretmek.
“Milleti seçmene indirgeyen sistem, birlik değil; ayrışma inşa eder.”
@stratejivefikirler
“Seçmen” Kavramını Kim Ortaya Attı?
Modern demokrasilerde “seçmen” kavramı 19. yüzyılda Batı’da, özellikle İngiltere ve Fransa’da şekillendi. Bu kavram, millet kavramının aşındırılması ve bireyin sistem içinde tekil birim olarak tanımlanması amacıyla üretildi. Çünkü bireyler kolay yönlendirilir, ayrıştırılır, satın alınır. Millet ise öyle değildir. Onun hafızası vardır. Direnci vardır. Tarihi vardır.
Amerika’da “voter blocs” (oy blokları) sistemiyle insanlar ırklarına, inançlarına, ekonomik sınıflarına göre seçmen kutularına yerleştirildi. Bugün ABD’de insanlar kendini önce “Demokrat seçmen”, “Hristiyan seçmen”, “Siyah seçmen” diye tanımlar.Ne kalır geriye? Amerikan milleti yoktur. Sadece çıkar çatışmalarıyla yaşayan birey kümeleri vardır.
“Seçmeni büyütmek için milleti küçültürler.”
@stratejivefikirler
“Seçmen” Demek, “Sen Özelsin” Diyen Bir İllüzyondur
“Seçmen” kavramı kulağa hoş gelir çünkü bize sürekli şunu fısıldar:“Sen özelsin. Senin tercihin önemli. Senin oyun her şeyi değiştirir.”Ama gerçek şu: Bu, bireye verilen değil, millet bilincinden çalınan bir güçtür. Bizi millet olmaktan çıkarıp, sadece sandıktaki karar anına indirger. Bir milletin bireyleri oy verir, ama kendilerini yalnızca “seçmen” gibi hissetmeye başlarlarsa ortak aidiyet, ortak kader, ortak sorumluluk hissi yok olur. Yerine ne gelir? “Benim çıkarım”, “benim kimliğim”, “benim tercih hakkım”.
“Birey olmak bir haktır, ama millet olmak bir şereftir.”
@stratejivefikirler
“Millet” Demezsen, Millet Olamazsın
Devlet dili, medya dili, akademik dil, hatta mahalle sohbetleri…Herkes artık “millet” demiyor. Herkes “seçmen” diyor. Sizce tesadüf mü? Hayır. Bu, bilinçli bir toplumsal mühendisliktir. Zihnimizde “millet” kelimesi azaldıkça, o boşluğu “seçmen”, “tüketici”, “birey” gibi kelimeler doldurur.
“Milletin yokluğunda birey bir adaya, toplum bir çöle dönüşür.”
@stratejivefikirler
Avrupa’da Seçmen Nasıl Kullanıldı?
Fransa’da göçmen kökenlilere ayrı seçmen kampanyaları düzenleniyor. “Müslüman seçmen”, “Afrikalı seçmen” gibi etiketlerle hedef kitleler üretiliyor. Almanya’da ise “Türk seçmen” diye sınıflandırılan gruplar, partiler tarafından sadece oy zamanı hatırlanıyor. Bu stratejinin özü şu: Millet olmaya giden köprüyü yık, bireyleri birbirine rakip hale getir. Ve maalesef bu yöntem, son yıllarda Türkiye’de de hızla uygulanıyor.
“Seçmenin cüzdanı sandığa gider, milletin yüreği cepheye.”
@stratejivefikirler
Seçmen Söylemi, Sessiz Bir Parçalama Operasyonudur
Türk milleti güçlüdür. Tarihi, medeniyeti, hafızası vardır. Ama bu millet, kendisine sadece “seçmen” dendiği sürece, o tarihi bir hafıza olmaktan çıkar; istatistik olur, anket verisi olur.
O yüzden sormak lazım;
• Neden seçmen deniyor, millet değil?
• Neden birey vurgusu yapılıyor, birlik değil?
• Neden tercih kutsanıyor, aidiyet değil?
“Seçim bir gün sürer, millet ise sonsuzluk yolcusudur.”
@stratejivefikirler
Gürkan KARAÇAM
#seçmen değil #türkmilleti yani #millet

Yorum bırakın