Kutsallar Üzerinden Kurulan Taktik Harita: Dua ve Lanetin Jeopolitiği

“Kimi ordularıyla işgal eder, kimiyse tanrısıyla. Biri toprak alır, diğeri ruh…”

@stratejivefikirler

21. yüzyılın savaş cepheleri artık cami, kilise, sinagog, tapınak değil… İnancın zihindeki yansıması. Bugün global güçlerin elinde, dua da bir mühimmat, lanet de bir taktiksel silah. Kutsal figürlerin konumlandırılması, metafizik korkuların bilinçaltına kazınması, şeytanın kim olduğuna dair küresel kodlamalar; hepsi tek bir amacı taşıyor: İnananları kendi kutsalına yabancılaştırmak ve yeni bir itaat dili üretmek.

“İnançla oynanan oyun, kılıçla oynanandan daha tehlikelidir. Çünkü kılıç can alır; bu oyun ruhu.”

@stratejivefikirler

1. Afrika’da Lanet Ekonomisi: Cadılığın Siyasallaşması

Orta ve Batı Afrika’da son yıllarda cadılıkla suçlanan binlerce çocuk ve kadın öldürüldü. Ancak bu “büyücü avları”, çoğu zaman yeraltı kaynakları üzerinde yaşayan toplulukları sindirme, toprak gaspı veya yerel direnişi bastırma amacıyla organize ediliyor. Köyde bir kadın ‘lanetli’ ilan ediliyor. Ardından topluluk korkuya sürükleniyor, aidiyet çöküyor. Geride kalan, teslim olmaya hazır hale geliyor. Yani burada dua eden değil, dua ettirilenin kim olduğuna karar veren kazanıyor.

“İnancı korkuyla karıştırdığın an, iman değil, teslimiyet üretirsin.”

@stratejivefikirler

2. ABD’de Evanjelizm: Tanrı Adına Jeopolitik İnşa

ABD’de Evanjelik Hristiyanlar, “Mesih’in dönüşü” için Kudüs’ün İsrail’in başkenti olması gerektiğine inanıyor. Bu yüzden Amerikan dış politikası, dini bir kehanetin jeopolitik planına dönüştü. Pompeo, “Tanrı’nın isteğini yerine getiriyoruz” diyerek İsrail lehine alınan kararları açıkladı. Böylece dua, diplomasiye; inanç, işgale zemin hazırlayan bir gerekçeye dönüştü. Yani Batı’da dua artık bireysel bir ibadet değil, küresel stratejinin inançla örtülmüş dili.

“Tanrıyı kendi ajandasına dahil edenler, cenneti silah gibi kullanır.”

@stratejivefikirler

3. Hindistan’da Tapınak Siyaseti ve Şeytanlaştırma Stratejisi

Hindistan’da Modi yönetimi altında Hindu milliyetçiliği, siyasi bir dine dönüştü. Müslüman azınlık, şeytanlaştırma yoluyla toplumsal dışlamaya maruz bırakılıyor. Tapınaklar siyasi miting alanlarına dönüşürken, inanç sembolleri oy toplama araçlarına evrildi. Dualar kamusal protestoları bastırma taktiğine dönüştü. “O dua etmiyor, karşılık veriyor” diyerek Müslümanların ibadetleri bile kriminalize edildi. Bu durumda kutsal figürler değil, kimin kutsalına inanıldığı belirleyici hale geliyor.

“Bir milletin duası, diğerinin tehdidine dönüştürülüyorsa; orada savaş metafizik cephede başlamıştır.”

@stratejivefikirler

4. Latin Amerika’da Azize Kültü: Lanetle Terbiye Edilen Toplumlar

Meksika ve çevresinde, “Santa Muerte” yani Ölüm Azizesi kültü yükseliyor. Bu kült, mafyatik yapılarla iç içe geçmiş durumda. Halk, koruma veya cezalandırma için bu figüre dua ediyor. Ancak bu figür aynı zamanda bir toplumun adalet sistemine olan güvenini kaybettiğinin ve kutsalın yerini korkunun aldığının da göstergesi. Santa Muerte kültüyle birlikte lanet, yasal mekanizmaların yerini alan manevi şiddet aracına dönüşüyor. Devletin yapamadığını kutsal figür yapıyor; ancak bu kutsallık da organize suç tarafından yönlendiriliyor.

“Kutsalın yoksunluğu boşluk doğurmaz; yerini korku alır.”

@stratejivefikirler

Türkiye İçin Uyarı ve Koruyucu Stratejiler

Türkiye’nin inanç yapısı tarihsel olarak güçlüdür. Ancak bu gücün kırılgan tarafı, maneviyatın istismar edilme potansiyelidir. Fetö’nün “dualarla darbe”, “vaazla örgüt” kurması, bu tehdidin en canlı örneğidir. Bugünlerde ise başka bir tehlike: İnancı itibarsızlaştırma üzerinden toplumu inançsızlaştırmak. Dua eden alay konusu yapılıyor, metafizik korkular seküler ezberlerle aşağılanıyor. Bu da milletin manevi direncini kırıyor. Önerilen stratejiler:

1. Dini eğitim milli güvenlik perspektifiyle yeniden inşa edilmeli. Sadece inanç değil, inançla oynanabilecek oyunlar da öğretilmeli.

2. Kutsal semboller kültür endüstrisine alet edilmemeli. Popüler diziler, şarkılar, reklamlar kutsalı sıradanlaştırarak etkisizleştiriyor.

3. Metafizik güvenlik birimi kurulmalı. İnançlar üzerinden yürütülen sosyal medya operasyonları, dış bağlantılı tarikat yapılanmaları ve psikolojik harp içerikleri bu birimce denetlenmeli.

“İnancını zırh yapamayan millet, inancıyla vurulur.”

@stratejivefikirler

Sonuç: Dua mı ediyorsun, yönlendiriliyor musun?

Dua artık sadece dua değildir. Bir eylemin ötesinde, bir yönlendirme aracı, bir korku dili, bir jeopolitik mühimmat haline gelmiştir. Lanet ise kadim toplumlarda bireyleri hizaya getirme aracıyken, bugün toplumları hizaya sokma taktiği olarak sahnededir. Ve unutmayın: Bir milleti işgal etmeden önce, onun tanrısıyla ilişkisini bozan kazanır.

Gürkan KARAÇAM

#lanet #şeytan #tanrı #din

Yorumlar

Yorum bırakın