“Vatanı sevmek ayrı, vatanı yönetmek ayrı bir akıldır.”
@stratejivefikirler
Tarih bazen öyle yazılır ki, katili kahraman, mazlumu zalim gösterir. Bugün hâlâ bir kesim II. Abdülhamid’i “istibdatçı”, İttihat ve Terakki’yi ise “hürriyetçi” ilan ediyor. Ama perde arkasına geçtiğinizde göreceğiniz gerçek şudur: İttihatçılar, padişahı değil; Osmanlı’nın hafızasını devirdi.
Abdülhamid: Satranç Tahtasında Yalnız Bir Akıl
Abdülhamid, sadece bir padişah değildi; bir jeopolitik zekaydı.
• Almanlara Berlin-Bağdat Demiryolu’nun geçiş hakkını vererek İngilizlerin sömürge hatlarına hançer sapladı.
• Duyun-u Umumiye borçlarını sistemli ödeyerek ekonomik bağımsızlığı restore etti.
• Theodor Herzl’in Filistin teklifini elinin tersiyle itti…
Ama ne yaptı İttihatçılar?
1908’de Meclis-i Mebusan’ı açtılar, 1909’da Abdülhamid’i kapattılar. Yıldız Sarayı’nın en kıymetli bölgesi olan istihbarat arşivi ilk yağmalanan yer oldu.
“Bir liderin devrilmesi, bazen bir milletin devre dışı bırakılmasıdır.”
@stratejivefikirler
31 Mart: Halk Ayaklanması mı, Planlı Komplo mu?
Tarihçiler hâlâ tartışıyor: 31 Mart 1909’da sokaklara dökülenler gerçekten ‘şeriatçı’ mıydı, yoksa sızdırılmış provokatörler miydi? Gerçek şu ki, “irtica” bahanesiyle Hareket Ordusu İstanbul’a sokuldu ve Abdülhamid bir gecede tahttan indirildi. Mustafa Kemal bu orduda Kurmay Yüzbaşıydı, ancak sürecin karanlık yönlerine mesafeli kaldı. Çünkü o, her zaman “bir yönetime karşı olmak” ile “devleti yıkmak” arasındaki farkı biliyordu.
Enver Paşa: Bir Yürek, Bir Rüya, Ama Stratejisiz Bir Harita
Evet, Enver Paşa vatanını çok sevdi.
• Trablusgarp’ta Mustafa Kemal ile birlikte halkı İtalyanlara karşı örgütledi.
• Türkistan’a gitti, Sovyetlere karşı bağımsızlık mücadelesi verdi.
• Ölümünden sonra naaşı Türkiye’ye getirildi, devlet töreniyle toprağa verildi.Ama…
• Sarıkamış Harekâtı’nda haritayı açmadan, hava şartlarına bakmadan 90 bin askeri ölüme götürdü.
• Balkan Savaşları’nda Edirne’yi kurtardığını sanırken 5 asırlık Rumeli’yi kaybetti.
• Almanlarla yaptığı ittifakta Osmanlı’nın ordu yönetimini Liman von Sanders gibi yabancı generallere teslim etti.
“Cesaret stratejisizse kahramanlık değil, kayıptır.”
@stratejivefikirler
Mustafa Kemal’in Sessiz Kopuşu
Mustafa Kemal, İttihatçı kadrolar içinde yetişti ama hiçbir zaman onların dümen suyuna girmedi.
• Trablusgarp’ta Enver ile yoldaş oldu, ama Sarıkamış’a katılmadı.
• Balkan Savaşları’nda İstanbul’un savunmasında bulundu, ama çılgınlıkla yarışmadı.
• 1914’te savaş başladığında şöyle dedi: “Bu savaş, Osmanlı’nın sonunu getirebilir. Tarafsız kalmalıyız.” Dinlenmedi. Samsun’a çıktığında ise sadece Anadolu değil, akıl da onunla ayağa kalktı.
Abdülhamid ve Mustafa Kemal: Farklı Çağların Aynı Aklı
Görünürde zıttılar. Biri Halife, diğeri Cumhuriyetçi. Ama dikkatli bakınca görürsünüz:
• Abdülhamid’in kurduğu Mekteb-i Hukuk ve Darülfünun, Atatürk’ün kadrolarını yetiştirdi.
• Abdülhamid’in Yıldız İstihbarat Teşkilatı, Atatürk’ün MAH’ına ilham oldu.
• Abdülhamid’in Redhouse Sözlüğü’nü Osmanlı okullarına dağıtması, Atatürk’ün TDK’yı kurması kadar stratejikti.
• Abdülhamid, Batı’ya teslim olmadan modernleşme; Atatürk, Batı’yı taklit etmeden çağdaşlaşma derdindeydi.
“Aynı milletin evlatları, farklı kelimelerle aynı vatanı savunabilir.”
@stratejivefikirler
İttihatçılar: Akıl Yerine Hırsla Yönetenler
Bugün hâlâ “İttihatçı akıl” diye övülen şey, aslında stratejisiz kahramanlık, plansız inkılapçılık ve millî çıkar yerine klik çıkarıdır. Üç Paşalar – Enver, Cemal, Talat – bu millete yürek koydular ama yön koyamadılar. Bu yüzden Atatürk, onlar gibi hevesle değil, planla yürüdü.
“Vatan sevgisiyle yanmak kolaydır; o ateşle yol çizmek zordur.”
@stratejivefikirler
Gürkan KARAÇAM
#ittihatveterakki #talatpaşa #cemalpaşa #enverpaşa #atatürk #abdulhamit #yıldızistihbaratı #mah

Yorum bırakın