Bir zamanlar istihbarat deyince gözünüzün önüne paltosunun yakasını kaldırmış adamlar, karanlık sokaklar ve şifreli konuşmalar gelirdi. Oysa şimdi kimse sizi gizli bir kamerayla izlemiyor. Çünkü siz, her an kendinizi ele veriyorsunuz. Nasıl mı? Attığınız bir beğeniyle.Yarım bıraktığınız bir alışverişle.Hızlı geçtiğiniz bir video ile. Hatta gün içinde ruh halinize göre seçtiğiniz müzikle… İşte bu “mikroveri” dediğimiz görünmez izler, modern istihbaratın yeni cephanesi.
“Artık sırlar dosyalarda değil, dijital izlerde saklı.”
@stratejivefikirler
Bu yeni çağda savaşlar artık toprak için değil, zihinlerin haritası için veriliyor. Eskiden bir ülkenin savunması radarlarla ölçülürdü, şimdi ise bir bireyin veri alışkanlıkları analiz ediliyor. Kim ne zaman sinirleniyor? Hangi konu onu manipüle edebilir? Hangi dijital uyarana açık?
“ İstihbarat artık kulaktan değil, ekrandan dinliyor.”
@stratejivefikirler
Duygusal algoritmalar denilen yeni nesil yazılımlar, insanın ruhunu makineye tercüme ediyor. Bir kameraya bakış süreniz, yazarken yaptığınız duraklama, bir kelimeyi silip tekrar yazmanız… Hepsi sizi sizden daha iyi tanımak için kullanılıyor.
“Algoritmalar, seni sen sanırken, sen kendinden bihaber, onlara sadece bir veri daha veriyorsun.”
@stratejivefikirler
Ve asıl mesele şu:Bu bilgi satılıyor, analiz ediliyor ve stratejiye dönüşüyor. Bu artık istihbarat değil, duygusal mühendislik.Ve Türkiye de bu alanda ya oyuncu olacak… ya da sadece izlenecek!
“Veri vermek, gönüllü sorguya girmektir.”
@stratejivefikirler
Bu yazının sonunda bir öneri bırakmak isterim: Kişisel verilerinizi “saklamak” değil, “stratejik kullanmak” zorundasınız. Çünkü gelecekte sadece ne bildiğiniz değil, ne verdiğiniz ve neyi sakladığınız da sizi koruyacak.
“İstihbaratın geleceği, büyük laflarda değil; küçük detaylarda saklı.”
@stratejivefikirler
Gürkan KARAÇAM
#istihbarat #veri #izleniyoruz #strateji #gürkankaraçam

Yorum bırakın