Bölüm 9: Kuyunun Dibinde Yankılanan Sır

“Gerçek sırlar, gözden değil; gölgelerden saklanır.”

@stratejivefikirler

Bazı dosyalar vardır, üstü tozla değil; kanla kapanır. Bazı isimler vardır, telaffuz edilmez… Çünkü yankısı duvarları değil,devletin çatısını çökertir.

O gün, Ankara’nın gri soğuk sabahında, Sessiz Satranççı elindeki zarfı yavaşça açtı. İçinden çıkan notta sadece üç kelime yazıyordu:“Kuyu açıldı. Bak.” Sıradan bir metin değildi bu. Bir şifreydi. Bir zamanlar aynı masada oturduğu ve sonra bir gecede “yok” sayılan arkadaşının, ölümünden dakikalar önce yazdığı son cümleydi bu. Kuyunun nerede olduğunu biliyordu. Ama asıl mesele kuyunun dibinde neyin gömülü olduğuydu. Zamanında “devletin güvenli arşivi” diye bilinen bir binanın altında yer alan özel bölme…

Kod adı: Lacivert Alan

Resmi kayıtlarda yoktu. İçeri sadece dört kişi girebilirdi. İkisi artık ya mezarda ya başka ülkelerde.

Üçüncüsü…

Kaybolmuştu.

Dördüncüsü: kendisiydi.

Yıllar önce, genç bir istihbarat uzmanı olarak bu kuyunun başında durmuş,dizlerinin titrediğini ilk kez orada hissetmişti. Çünkü o gün devletin değil, devletin içindeki paralel zihnin ilk izlerini orada görmüştü.

“Bazen en karanlık sırlara ulaşmak için gökyüzüne değil, yeraltına bakmak gerekir.”

@stratejivefikirler

Kuyunun dibinde bir kaset vardı. Bir video. Titrek bir ses ve tek bir yüz. O yüzü gördüğünde zaman dondu. Yüzdeki kişi…Yıllardır “vatansever” diye anılan, ekranlarda “millet için” konuşan biriydi. Ama kasette, başka bir yemin ediyordu. Başka bir dile… Başka bir bayrağa… Başka bir güce…

“İhanetin yüzü, ne zaman gülümsemeyi öğrendi?”

@stratejivefikirler

Kuyu sadece bir bilgi değil, bir oyun tahtasıydı.Ve Sessiz Satranççı şimdi o kuyunun içinden, sadece sırrı değil, yeni bir stratejiyi çıkarıyordu. Devleti çökertenlerin oyununu, devleti yükselten hamlelere çevirmek için…

Gürkan KARAÇAM

Yorumlar

Yorum bırakın