Bölüm 12: Nemrut’un Aynası

“Bazı aynalar yalnızca yüzü değil, yüreği de deşifre eder.”

ve

“İnsan, baktığı aynada yalnızca kendini değil; ihanetini, korkusunu, suskunluğunu da görür.”

@stratejivefikirler

Karanlık bir arşiv odasında buldu onu…Camın arkasında, ışığı yansıtmayan bir ayna. Görünüşte sıradan, ama içinde binlerce yılın yankısı saklıydı. Üzerine kazınmış tek cümle:”Gören değil, gözetleyen yanar.” Sessiz Satranççı, o aynaya yaklaştığında hayatında ilk kez kendi bakışlarından korktu. Çünkü o anda anladı… Düşman sadece dışarıda değildi. En büyük sabotaj içerden geliyordu.

Nemrut’un Aynası, bir sembol değil, bir istihbarat efsanesiydi. Rivayete göre bu ayna, devletin içindeki en karanlık koordinatları açığa çıkarabilen tek şeydi.Ve o koordinat artık harekete geçmişti. Bir ihanet halkası, Türkiye’ye diz çöktürmeden önce Sessiz Satranççı’nın diz çökmesi gerekiyordu.

Aynanın içinden bir görüntü belirdi. Ölü sandığı biri. Yakın dostu. Devletin en mahrem sırlarına ulaşacakken “trafik kazasında” hayatını kaybeden biri. “Biz ölmedik… Unutturulduk.”“Biz kaybolmadık… Göz yumdular.”

Görüntü, gözlerinin içine işledi. Çünkü Sessiz Satranççı o gün anladı ki: Unutturulanlar mezarda değil, hafızada gömülüydü.

“Bazı aynalar kırılmaz…Ama sana kırık gösterirler ki, hiçbir zaman bütün olma cesaretin kalmasın.”

@stratejivefikirler

O gece, kararını verdi: Artık sadece oynayan değil,tahtayı yakan kişi olacaktı. Çünkü bazı oyunlar kazanılmazdı… Bittiği anda unutulurdu. Ama unutmayan biri daha vardı. Gölge Arşiv’den gelen bir not: “Ankara’daki Taş Kapı açıldı… İçindeki dosyada tek bir isim var: Sen.”

“Her kapının anahtarı yoktur. Bazı kapılar sadece bedel ödeyenlere açılır.”

Gürkan KARAÇAM

Yorumlar

Yorum bırakın