“En tehlikeli hamle, gözle görülmeyen taşla yapılır.”
@stratejivefikirler
Gece biriktirir insanı…
Sabaha kalmaz, ya karar olur ya da yara. O gece, ikisi birden oldu. Banyodaki buğulu aynadaki yansımadan uzaklaşırken artık biliyordu: Savaş, dışarıyla başlamayacak. Savaş, geçmişin labirentinde… Kaybolmuş arkadaşların gölgesinde… Ve hiçbir resmi kayıtta geçmeyen bir gecenin sırrında başlayacaktı.
Üçüncü Taş: İsmi Silinenler
Yıllar önce…
Henüz üniversite sıralarında tanıştığı üç kişi vardı. Ders çalışmak için değil, sistemi çözmek için kafa yoran üç genç. Liyakatsizliğin neden organize olduğunu, kimlerin hangi dosyalara ne zaman müdahale ettiğini çözmek için birlikte kodlar yazmışlardı. Ama sonra…Bir tanesi yurt dışına çıktı.Bir daha dönmedi. İkincisi bir sabah arabasında ölü bulundu, dosya “uyku apnesine bağlı kaza” olarak kapatıldı. Üçüncüsüyse kayıptı. Ne ölü, ne diri. Sisteme sızmış olabilir miydi? Yoksa susturulmuş muydu?
“Bazı arkadaşlıklar kaybolmaz… yer değiştirir. Ya kalpte kalır, ya düşmanda.”
@stratejivefikirler
Gölgede Kalan Kod: “X-Ray Protocol“
Sessiz Satranççı o gece yıllar sonra ilk kez “X-Ray Protocol” dosyasını açtı. Kendi yazdığı algoritmaların içinde tanımadığı bir komutla karşılaştı. “Access Pathway: YAKAMOZ” Yakamoz. Kod adı değildi bu. Bir şifreydi. Ve yalnızca üç kişi biliyordu. Bu, hâlâ yaşayan üçüncü kişinin içeride olduğunu gösteriyordu. Ama hangi tarafta?
Bir Not, Bir Tehdit
Ertesi sabah kapısının altından bırakılmış eski bir not buldu:“Sıra sende. Bu kez senin kaydın silinecek.” Korkmadı. Ama notun kenarındaki küçük iz dikkatini çekti. Bir harf.“S.” Bunu bilen yalnızca biri olabilirdi. Ve o kişi… Yok edilmiş sanılan üçüncü dostuydu.
“Düşmanını ararken, dostlarının değişimini fark edemeyenlerin, kaybettikleri ilk kaleleridir.”
@stratejivefikirler
İkinci Yüzleşme: Ayna Değil, Gölgeler
O gece çantasına sadece üç şey koydu: Sessizliği, hafızayı ve bir de satranç taşı. Bir fil. Çünkü bu oyunda düz gidenler değil, çapraz düşünenler kazanacaktı. Yola çıkmadan önce son bir not bıraktı: “Tahtadayım artık. Ama bu kez oyun değil, ülkenin akıbeti.”
Bölüm Sonu
Gölgelerin arasındaki üçüncü kişi artık ya bir anahtar ya da bir tuzaktı. Ama her ne olursa olsun, geçmiş susturulamayacak kadar çok sır taşıyordu.
Bölüm 4: “Sessizliği Satın Alanlar” çok yakında…
Ve bu kez karşısındaki kişi sadece bir düşman değil, onu yok etmek isteyen sistemin ta kendisiydi.
Gürkan KARAÇAM

Yorum bırakın