“İki Kadın Arasında Kalan Erkek, Aslında Kendi Kimliğini Kaybeder”

Bir yanda canından parça annesi… Diğer yanda hayat arkadaşım dediği eşi…Ve ortada duran bir erkek: Karar veremeyen, sınır çizemeyen, sevginin yönünü dengeleyemeyen

Kayınvalidelik kavgası çoğu zaman sadece iki kadın arasında değil, üç kişinin dengesiz mücadelesidir. Oğulların suskunluğu, gelinlerin yükselen sesi ve annelerin yitirdiği hâkimiyet… Hepsi bir araya gelir ve adına “aile içi soğuk savaş” denir.

I. Cephe: Sevilmeyen Kadının Gölgesinde Kayınvalide

Bir kadın, yıllarını bir erkeğe adar. Çocuk doğurur, büyütür. Fakat çoğu zaman o erkekten hak ettiği sevgiyi göremez. Şefkati, merhameti, inceliği hiç tatmaz. O da bilinçsizce o sevgiyi oğlunda arar. Oğul büyür, âşık olur, evlenir. Ve o anne artık “birinci kadın” değildir. İşte tam bu noktada rekabet başlar. Gelin, annenin yerine değil; annenin yoksunluğunun tam ortasına gelir.

“Bir kadın, eşinden görmediği sevgiyi oğlunda ararsa; gelin, bir rakibe dönüşür.”

@stratejivefikirler

II. Cephe: Her Şeyi Yöneten Gelin Figürü

Elbette ki her gelin masum değildir. Bazı gelinler, eşlerini sadece eş olarak değil; bir proje olarak görür. Onları değiştirmek, ailesinden koparmak, kendi egemenliğini kurmak ister. Oğlunu kontrol eden, annesini yok sayan gelin; aslında bir evliliği değil, bir cepheyi yönetmeye çalışır.

“Sevgiyle gelen bir kadın, aileye huzur getirir; egoyla gelen kadınsa, aileyi cepheye çevirir.”

@stratejivefikirler

III. Cephe: Erkekliğini Kanıtlamamış Oğullar

Asıl mesele burada düğümlenir. Çünkü çoğu erkek, ne eşine net bir sınır çizebilir ne annesine. Annesine hayır demeyi ‘nankörlük’, eşine destek olmayı ‘annesini satmak’ olarak görür. Oysa gerçek şu: Erkek, önce kendi kimliğini inşa etmeli. Ne annesinin uzantısı, ne eşinin gölgesi olmalı. Kendi doğrularıyla ayakta duran bir birey olmalı.

“Bir adam, kendi hayatına sahip çıkmadıkça; iki kadının arasında sadece arabulucu olur, adam olamaz.”

@stratejivefikirler

Kayınvalidenin Acısı, Gelinin Endişesi, Oğlun Korkusu

Kayınvalide sevgisizlikten, gelin dışlanmışlıktan, oğul ise huzursuzluktan beslenir. Her biri kırgındır ama hiçbiri konuşamaz. Annenin en büyük korkusu dışlanmak, gelinin en büyük korkusu eşini paylaşmak, oğlun en büyük korkusu birini kaybetmektir. İşte bu korkularla örülü evlerde sevgi soluk almaz hale gelir.

“Korku ile kurulan ilişkilerde sevgi değil, sessizlik büyür.”

@stratejivefikirler

Çözüm Nerede Başlar?

Çözüm; oğlunu sahiplenmekten vazgeçen bir annede…Eşini yönetmek yerine onunla yürümeyi seçen bir kadında…Ve herkese hak ettiği yeri ve sevgiyi adaletle sunabilen bir erkekte başlar.

“Aile bir kale değil, sığınaktır. O kalede savaş olmaz, sükûnet olur.

@stratejivefikirler

Sevgi paylaşmakla eksilmez, adaletle büyür. Gelin de haklı olabilir, kayınvalide de… Ama asıl sorumluluk, kendini arada gören, ama aslında merkezde olan erkekte başlar.

“Sevgiyi yönetemezsen, sevdiğin insanları birbirine düşman edersin.”

@stratejivefikirler

Gürkan KARAÇAM

Yorumlar

Yorum bırakın