Dünya, küresel ekonomik elitlerin ve dev şirketlerin yönettiği, finansal manipülasyonlarla şekillenen bir sistemin içinde dönmeye devam ediyor. Ulus devletler, özellikle de gelişmekte olan ülkeler, bu sistemin baskısı altında ayakta kalmaya çalışıyor. Peki, doların tahakkümünden nasıl kurtulabiliriz? Küresel şirketlerin gücünü nasıl dengeleyebiliriz? Ve Türkiye bu süreçte nasıl bir rol üstlenmelidir?
İşte, ulus devletlerin bu büyük mücadelede izlemesi gereken yol haritası…
1. DOLARIN ESARETİNDEN KURTULMAK: EKONOMİK BAĞIMSIZLIK MÜMKÜN MÜ?
Dolar, küresel ticaretteki hâkimiyeti sayesinde ABD’ye ekonomik ve siyasi bir süper güç olarak kalma avantajı sağlıyor. Bu avantaj, yaptırımlar ve finansal baskılarla diğer devletleri yönlendirmek için bir silaha dönüşüyor. Peki, bu tahakkümü kırmak mümkün mü? Elbette mümkün.
İşte bazı başarılı örnekler:
Rusya ve Çin’in SWIFT Alternatifleri:
ABD’nin yaptırımlarına karşı Çin ve Rusya, SWIFT sistemine bağımlılığı azaltmak için kendi finansal sistemlerini geliştirdi. Çin’in CIPS (Çin Uluslararası Ödeme Sistemi) ve Rusya’nın SPFS sistemleri, küresel finansal sisteme alternatif yaratmaya başladı.
Altına Dayalı Ticaret Modelleri:
Rusya ve Hindistan, dolar yerine altın ile ticareti teşvik eden anlaşmalar yaparak rezerv para bağımlılığını azaltma yoluna gitti.
Türkiye’nin Yerel Para Birimi ile Ticaret Hamlesi:
Türkiye, bölgesel işbirlikleri çerçevesinde Rusya, İran ve Çin ile yerel para birimi üzerinden ticaret yapmaya yönelik adımlar attı.
“Paranın efendisi olan, dünyanın efendisi olur.”
@stratejivefikirler
2. KÜRESEL ŞİRKETLERİN GÜCÜNÜ KIRMAK: DEVLERİ DENGEDE TUTMAK
Google, Amazon, Facebook ve Microsoft gibi şirketler artık devletlerden daha güçlü. Uluslararası hukuk bile bu şirketleri denetlemekte zorlanıyor. İşte bu devleri dizginlemek için bazı öneriler:
Vergi Politikalarını Sertleştirmek:
Fransa ve Avrupa Birliği, teknoloji devlerine yönelik dijital vergiler getirerek, bu şirketlerin gelirlerini adil şekilde vergilendirme yoluna gitti. Türkiye de benzer bir adım atarak “Dijital Hizmet Vergisi”ni devreye soktu.
Yerli ve Milli Alternatifler:
Çin, kendi sosyal medya ve teknoloji ekosistemini kurarak Facebook, Google ve Amazon gibi şirketlere olan bağımlılığı bitirdi. WeChat, Baidu ve Alibaba gibi platformlar, Çin’in kontrolünde büyüdü.
Veri Güvenliği ve Dijital Egemenlik:
Türkiye, “Veri Türkiye’de Kalmalı” politikasını benimseyerek, kritik dijital verilerin yurtdışına çıkmasını sınırlamaya başladı.
“Ekonomik bağımsızlık olmadan, siyasi bağımsızlık sadece bir hayaldir.”
@stratejivefikirler
3. ULUS DEVLETLERİN YOL HARİTASI: DİRENİŞ VE DÖNÜŞÜM
Küresel düzende söz sahibi olmak isteyen devletler için üç temel ilke belirleyici olacaktır:
Bağımsız Ekonomik Politikalar:
IMF ve Dünya Bankası gibi kuruluşların dayattığı reçetelere bağlı kalmak yerine, üretime dayalı bir ekonomik model geliştirilmelidir. Güney Kore, sanayi politikalarını değiştirerek elektronik devi haline geldi. Türkiye de savunma sanayi, enerji ve yazılım gibi alanlara odaklanarak kendi modelini oluşturmalıdır.
Savunma ve Teknoloji Yatırımları:
Bayraktar SİHA’lar, Türkiye’nin savunma sanayisinde bağımsızlık yolunda attığı en büyük adımlardan biridir. Benzer yatırımlar artırılmalı, yerli üretime tam destek verilmelidir.
Kültürel ve Entelektüel Bağımsızlık:
Eğitim sistemi, ulus devlet kimliğini koruyacak şekilde tasarlanmalı, tarih bilinci ve stratejik düşünme yeteneği kazandırılmalıdır.
“Bağımsızlık, yalnızca askeri zaferle değil, ekonomik ve kültürel güçle mümkündür.”
@stratejivefikirler
4. TÜRKİYE’NİN TARİHİ GÖREVİ: BÖLGESEL VE KÜRESEL BİR GÜÇ OLMAK
Türkiye, sadece kendi sınırları içinde değil, Türk dünyası ve İslam coğrafyasında da etkili bir lider olmak zorundadır. İşte Türkiye’nin üstlenmesi gereken tarihi görevler:
Türk Devletleri ile Entegrasyon:
Türk Devletleri Teşkilatı daha etkin hale getirilerek, ortak bir ekonomik ve güvenlik alanı oluşturulmalıdır.
Savunma Sanayi ve Teknoloji Devrimi:
Türkiye, kendi savaş uçağı KAAN’ı geliştirmeye başladı. Savunma sanayisinde tam bağımsızlık için daha fazla yatırım yapılmalıdır.
Alternatif Finans Modelleri:
Türkiye, faizsiz finans sistemlerini geliştirerek küresel finans oyununa alternatif oluşturmalıdır.
“Kendi kaderini yazamayan milletler, başkalarının yazdığı senaryolarda figüran olur.”
@stratejivefikirler
SONUÇ
Küresel tahakküm, ancak bilinçli stratejiler ve kararlı politikalarla kırılabilir. Türkiye ve diğer ulus devletler, ekonomik ve siyasi bağımsızlığını koruyarak, küresel güç dengesinde etkin bir aktör olmak zorundadır. Bugün aldığımız kararlar, yarının dünyasını şekillendirecek.
“Strateji üretmeyen devletler, başkalarının stratejilerine mahkûm olur.”
@stratejivefikirler
Gürkan KARAÇAM

Yorum bırakın