GÖRÜNMEYEN EL: DÜNYAYI KURGULAYAN AİLELERİN GERÇEK YÜZÜ

Bazı aileler, yalnızca soyadı taşıyan hanedanlar değildir. Onlar, ulusların kaderini belirleyen, savaşları başlatan ve barışları şekillendiren, ekonomik krizleri yöneten, eğitim sistemlerini dizayn eden ve hatta insanların nasıl düşünmesi gerektiğini kurgulayan güç odaklarıdır. Rockefeller, Rothschild, Morgan, Bush ve Ford gibi aileler, yalnızca kendi imparatorluklarını kurmakla kalmadı; dünyayı da kendi çıkarları doğrultusunda yeniden inşa etti.

1. EĞİTİM: DÜŞÜNMEYEN NESİLLER ÜRETMEK

Eğitim, toplumları şekillendirmenin en güçlü aracıdır. Ancak bu, ne yazık ki insanları özgürleştirmek için değil, onları sistemin çarkları haline getirmek için kullanıldı.

“Düşünen adamlar istemiyoruz, işçi sınıfı yetiştirmek istiyoruz.” John D. Rockefeller

1902 yılında Rockefeller, General Education Board’u kurdu. Bu kuruluş, Amerikan eğitim sisteminin temellerini yeniden atarak, ezbere dayalı, sorgulamayan ve sadece iş dünyasına uyum sağlayan nesiller yetiştirilmesini sağladı. Bugün bile, birçok eğitim sisteminde yaratıcı düşünme ikinci planda, sistemin devamını sağlayacak bireyler yetiştirmek ise önceliklidir.

Carnegie ve Rockefeller Eğitim Fonları, ABD’de tarih kitaplarını finanse ederek, kapitalizmin ve emperyalizmin olumlu yönlerini vurgulayan içerikler hazırlattı.

Noam Chomsky bu durumu, “Eğitim, insanları itaatkâr kılmak için dizayn edilmiştir.” sözleriyle özetledi.

“Gerçek özgürlük, ne öğreneceğine kendin karar verebilmektir.”

@stratejivefikirler

2. SENDİKALAR: ÇALIŞANI DEĞİL, SİSTEMİ KORUMAK

Sendikalar, işçi haklarını savunmak için var olmuş gibi görünse de, aslında çoğu zaman sistemin içindeki kontrollü yapılar olarak hizmet ettiler.

“Sendikalar, işçileri korumak için değil, onları kontrol etmek için vardır.” –John D. Rockefeller

“İnsanlar, sistemin kendilerini düşündüğünü sanır. Oysa sistem, sadece kendini korur.” Henry FordFord,

Rockefeller ailesi, sanayi çağında işçi hareketlerini baskılamak için sendikalara doğrudan müdahalelerde bulundu. 1914’te Colorado’daki Ludlow Katliamı, Rockefeller’in sahip olduğu madenlerde çalışan işçilere karşı düzenlenen kanlı bir operasyondu. İşçilerin daha iyi maaş ve çalışma koşulları talebi, Rockefeller’in özel güvenlik birimleri tarafından bastırıldı ve 20’den fazla işçi öldürüldü.

“İşçilerin ne kadar kazanacağına ben karar veririm, ne kadar düşüneceklerine de…” Henry Ford

Ve yüksek maaşlarla işçilerini sistem içinde tutmayı başardı, ancak aynı zamanda sendikaların güçlenmesini engellemek için agresif politikalar izledi. 1937’de Ford’un sendika karşıtı birimleri, grev yapan işçilere saldırdı ve Ford, uzun süre sendikaları tanımamaya direndi ve kendi modelini yaygınlaştırdı…

• Rockefeller’in kontrol ettiği petrol işçileri sendikalaşmaya çalıştığında, Rockefeller’in fonladığı medya organları işçileri “anarşist” ve “devlet düşmanı” olarak lanse etti.

• Ford, 1941 yılında sendikal baskılara direnemeyince işçilerine sendikal haklar tanımak zorunda kaldı. Ancak sendika liderlerini satın alarak kontrol mekanizmasını içeriden kurdu.

“Özgürlük, yalnızca mücadelenin içinde var olabilir. Sendikaların gerçekten kimin çıkarını savunduğuna iyi bakın.”

@stratejivefikirler

• 1937’de Ford Servis Departmanı, grev yapan işçileri dövdü ve sendikalaşmalarını engelledi.

• 1980’lerde Ronald Reagan, hava trafik kontrolörlerinin sendikasını yasa dışı ilan etti ve binlerce işçiyi işten çıkardı.

“Adına sendika dedikleri, bazen en büyük suskunluk anlaşmasıdır.”

@stratejivefikirler

3. SİVİL TOPLUM KURULUŞLARI: GİZLİ AJANDALAR

STK’lar, demokrasinin temel taşları gibi gösterilir. Ancak büyük finansörler tarafından desteklenen STK’lar, çoğu zaman bir amaca hizmet eder: Efendilerinin çıkarlarına uygun toplumsal değişimler yaratmak.

“Bana bir ulusun parasını kontrol etme hakkı verin, yasalarını kimin yaptığı umurumda değil.”. Mayer Amschel Rothschild

Rothschild ailesi, 19. yüzyıldan bu yana Avrupa’daki birçok hükümeti finanse etti. Savaşların kazananları ve kaybedenleri büyük ölçüde onların bankalarına borçlu olan ülkelere bağlıydı.

Open Society Foundations (George Soros’un vakfı), birçok ülkede hükümet değişikliklerini destekledi.

Arap Baharı sırasında, çeşitli STK’lar belirli gruplara finansal destek sağlayarak protestoları yönlendirdi.

“Özgürlüğün en büyük illüzyonu, ipleri tutanların kendini göstermemesidir.”

@stratejivefikirler

4. POLİTİKA: GÖRÜNEN VE GÖRÜNMEYEN YÖNETİCİLER

Demokrasi, halkın kendi iradesiyle yönetildiği bir sistem olarak tanımlanır. Ancak gerçek şu ki, kararlar çoğu zaman perde arkasında alınır.

“Demokrasi dediğiniz şey, bizim izin verdiğimiz ölçüde vardır.”. George H. W. Bush

Bush ailesi, 20. yüzyılın ikinci yarısında Amerikan dış politikasını yöneten en güçlü ailelerden biri oldu. Orta Doğu’daki savaşlardan enerji politikalarına kadar birçok karar, bu ailenin ekonomik ve stratejik çıkarları doğrultusunda şekillendi.

Irak işgali, Bush ailesinin petrol bağlantılarıyla doğrudan ilişkiliydi.

9/11 sonrası, ABD’nin askeri müdahaleleri için kamuoyu oluşturulurken medya şirketleri bu anlatıyı destekleyen içerikler üretti.

“Gerçek liderler, seçilenler değil, seçimi yönetenlerdir.”

@stratejivefikirler

5. FİNANS: DÜNYAYI KİM YÖNETİYOR?

Finans, küresel gücün en büyük silahıdır. Para akışını kontrol edenler, ülkelerin kaderini de belirler.

“Bankaları kontrol edenler, dünyayı kontrol eder.”. J.P. Morgan

JP Morgan, ABD Merkez Bankası’nın (FED) kurulmasında kilit bir rol oynadı. Bankacılık sistemi üzerinden, uluslararası ekonomik krizleri yöneten en büyük güçlerden biri haline geldi.

Büyük Buhran sırasında Morgan ve Rockefeller bankaları, iflas eden bankaları satın alarak daha fazla güç kazandı.

2008 küresel ekonomik krizinde, büyük finans kuruluşları batarken, devlet yardımları ile dev şirketler kurtarıldı.

“Ekonomik krizler tesadüf değildir, sadece yeni kölelik düzenlerinin inşasıdır.”

@stratejivefikirler

ZİNCİRLERİNİZİ GÖREBİLİYOR MUSUNUZ?

Bu aileler, sadece büyük servetlere sahip olmakla kalmadı; eğitimi, siyaseti, medyayı, ekonomiyi ve toplumu dizayn eden sistemler inşa ettiler. Onların dünyasında sıradan insanlar sadece yönlendirilebilir varlıklar…

Peki, gerçekten özgür müsünüz? Yoksa size sunulan özgürlüğün bir illüzyon olduğunun farkında mısınız?

“Zincirlerinizi görememeniz, özgür olduğunuz anlamına gelmez.”

@stratejivefikirler

Gürkan KARAÇAM

Yorumlar

Yorum bırakın