Tarih sahnesinde bazı ülkeler vardır ki dostluk kelimesiyle değil, stratejiyle anılır. Japonya da bunlardan biri… Osmanlı Devleti’ne elçiler gönderip dostluk mesajları veren, ancak Sevr Antlaşması’nı imzalayarak karşı cephede yer almaktan çekinmeyen bir ülke. Peki, Japonya sadece diplomaside mi böyleydi? Elbette hayır. Tarih sayfaları, Japonya’nın emperyal hırsları ve zalimlikleriyle dolu.
“Ülkelerin dostu değil, menfaat ortakları olur. Dost arayan birey, müttefik arayan devlettir.”
@stratejivefikirler
Emperyal Hırsların Gölgesinde Zulüm
Japonya, özellikle 20. yüzyılda, Asya’nın en büyük sömürgeci güçlerinden biri haline geldi. 1937’de Çin’e saldırarak Nanking Katliamı’nı gerçekleştirdi. Tarihin en kanlı sivil katliamlarından biri olarak bilinen bu olayda, Japon askerleri 300.000’e yakın Çinliyi acımasızca katletti. Kadınlar tecavüze uğradı, çocuklar süngülendi, şehir kan gölüne döndü. Sadece Çin mi? Hayır. Kore’de 35 yıl süren işgali sırasında Kore halkına zulmetti, binlerce Koreli kadını “konfor kadını” adı altında köleleştirdi. Filipinler, Endonezya, Malezya ve daha birçok bölge, Japonya’nın emperyal hırslarının bedelini ağır ödedi.
“Güç, adaletle yoğrulmazsa, zulmün kılıcına dönüşür.”
@stratejivefikirler
Sevr ve Japonya
Japonya, Sevr Antlaşması’nı imzalayan ülkelerden biri olarak Osmanlı’yı paylaşmak isteyen güçler arasında çıkarları için yer aldı. O dönem Avrupa’nın hasta adamı olarak görülen Osmanlı Devleti’ne karşı bu hamlesi, Japonya’nın menfaatlerini her şeyin önünde tuttuğunun kanıtıdır. Ancak tarih bir satranç tahtasıdır. O gün karşımızda olan Japonya, bugün birçok alanda iş birliği yaptığımız bir ülke konumunda. Ülkeler, ezeli dostlar ya da düşmanlar değildir. Geçmişi unutmamak, ama bugünün şartlarına göre adım atmak gerekir.
“Tarihi bilmek pusuladır, ama geleceği görmek maharettir.”
@stratejivefikirler
Bize Katkıları: Teknoloji ve Strateji
Japonya, II. Dünya Savaşı’ndan sonra küllerinden doğan bir ülke oldu. Bilime, teknolojiye, eğitime yaptığı yatırımlarla dünya devleri arasına girdi. Bugün Japon mühendisliği, otomotiv ve elektronik alanında dünya liderleri arasında. Türkiye’de de birçok altyapı ve teknoloji projesinde Japon firmalarının imzası var. Ayrıca Japon disiplini ve çalışkanlığı, Türk milletine ilham veren bir model oldu. Eğitime verdikleri önem, toplumsal birliktelikleri ve uzun vadeli stratejik planlamaları, bizim de almamız gereken dersler içeriyor.
“Gelişmek isteyen, başkalarının hatalarından değil, doğrularından öğrenir.”
@stratejivefikirler
Sonuç: Dostluk Değil, Müttefiklik
Bugün Türkiye ve Japonya arasındaki ilişkiler ekonomik ve kültürel düzeyde güçlü olabilir. Ancak şunu unutmamalıyız: Dostluk kavramı milletler için değil, bireyler içindir. Japonya geçmişte bizimle müttefik değildi, ama bugün bazı alanlarda ortak çıkarlarımız var. Stratejiyle hareket etmek, geçmişin derslerini unutmadan geleceğe bakmak zorundayız.
“Devletler duygularla değil, çok ince hesaplarla yönetilir.”
@stratejivefikirler
Gürkan KARAÇAM

Yorum bırakın